Allah’a Giden Yol

Bir Allah dostu müridlerine daima şöyle dermiş: “Ben hayatta iken Allah’ı bilip bulamazsanız artık daha ne vakit bilip bulacaksınız bilmem?” Müridler de susarlarmış. Bir gün Abdullah-ı Kirmânî hazretleri, bu şeyhin müridlerinden birine demiş ki: “Şeyhiniz size ne söylüyor, ne emrediyor?” Mürid de, “Şeyhimiz bize diyor ki: Ben hayatta iken Hakk’ı bilip bulamazsanız, daha ne vakit bulacaksınız? der. Abdullah-ı Kirmânî hazretleri: “Bu sözlerine karşı siz ne dersiniz?” diye sorar. Müridi “Biz bir şey söylemeyiz, susarız” cevabını verir. Kirmânî, “Hayır böyle sükût etmekle iş olmaz. Allah’ı nasıl bulacağız? Biz öyle şeyler bilmeyiz, biz ancak seni tanırız, diye söyleyiniz” buyururlar.

Hakikat de böyledir. İnsan kendi başına Hakk’a gidebilseydi, intisaba, tarikata vb. lüzum ve ihtiyaç kalmazdı. Allah’a giden yol “insan-ı kâmil”den geçer. Onların nazar ve himmetlerini elde etmek için çok çalışmak ve bu yolun ancak bu şekilde başa çıkacağına iman etmek lazımdır…


 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.